Dişçi Fobisini Hobiye Dönüştürmek Mümkün Mü?

Sevgili okurlar, dişçi koltuğuna oturma düşüncesi bile tüylerinizi diken diken ediyorsa yalnız değilsiniz. Evet, hepimizin içinde biraz “dişçi fobisi” yatıyor. En azından dişçi koltuğunun sempatik olmadığını söyleyebilirim. Aslında bu durumu gayet iyi anlıyorum; sonuçta ben de bir diş hekimi olarak bazen hastalarımızın o koltuğa nasıl bir duyguyla oturduğunu tahmin edebiliyorum.

Dişçi koltuğunu bir düşman gibi görmek zorunda değilsiniz. Sadece doğru yaklaşımı bulmak gerek. Bu yazıda, dişçi korkusunu nasıl yendiğimizden, nelere dikkat etmeniz gerektiğinden ve diş tedavilerinizi daha zevkli hale nasıl getirebileceğinizden bahsedeceğim. Korkusunu yenenlerin, ‘O kadar da kötü değilmiş hatta keyif aldım’ dediğini duymak da bana her zaman keyif veriyor.

 

İlk Adım Korkunuzu Sebebini Belirleyin ve Hekiminizi Araştırın

Peki, bu korkuyu yenmenin yolu ne? Diye sorarsanız, cevabım basit; dişçi fobisini yenmenin ilk adımı, korkunuzun sebebini belirlemek ve diş hekimindeki diş tedavi sürecini iyice araştırmaktır. Korkunuzun sebebini hekiminizle paylaşın, diş hekiminiz bu korkunuzu büyük ölçüde yatıştıracaktır. Güven, burada anahtar kelime! Hep söylediğim gibi, diş hekiminizi araştırın, onun bilgi birikimine, tedavi yöntemlerine ve hastalarıyla olan iletişimine dikkat edin. Bu, diş hekiminize güveninizi başlangıçta sağlayacaktır. Diş Hekiminizin geçmişte gerçekleştirdiği tedavilere göz atın. Belki de tedavi öncesi ve sonrası fotoğraf kayıtlarını incelemek, size bu sürecin sonucunda ulaşacağınız güzellikleri daha net görme şansı verebilir.

Örneğin, birçok hastam ilk seanslarında bana da çekinerek geliyor; kimisi daha önce yaşadığı kötü deneyimlerin etkisi altında, kimisi ise “Aman hocam, fazla yaklaşmayın” havasında… Ama güven duygusu oluşturduğumuzda, hastalar diş tedavilerini korku dolu bir deneyimden ziyade, sağlıklı bir yatırım olarak görmeye başlıyor. Yeni diş tedavinize temiz bir sayfa açarak başlayabilirsiniz.

 

Önce Küçük Adımlarla Başlayın Tedavi Sürecinde Adım Adım İlerlemek

Şimdi diyelim ki, diş tedavisine dair hala korkularınız var. Sizlere önerim, tedavilere küçük adımlarla başlamanız. İlk başta sadece bir diş taşı temizliği ile başlayın. Bu hem kısa süren, hem de rahat bir işlem olduğu için size dişçi koltuğuna alışma şansı verir. Sonra, küçük bir diş dolgusu işlemi ile devam edin. Bu adımlar, korkularınızı adım adım azaltacak ve diş tedavilerinin aslında o kadar da korkutucu olmadığını fark edeceksiniz.

 

İğne Korkusunu Yenen İnce Detaylar

Şimdi gelelim iğne fobisine.. Pek çok hasta iğne fikrinden korkuyor. Bunu gayet iyi anlıyorum, çünkü birçok hastamız koltuğa oturur oturmaz “Hocam, iğnesiz olmaz mı?” diye sormadan edemiyor. Burada hemen rahatlatıcı bir bilgi vereyim: Artık neredeyse hissetmeyeceğiniz kadar ince iğne uçları ve yakıcı olmayan anestezi solüsyonları var. Elbette, burada diş hekiminin el hafifliği, uygulanan anestezi tekniğinin seçimi ve uygulanan solüsyonun yüksek kalitede olması hastanın tedavi sürecinde daha konforlu ve güveli hissetmesini sağlayacaktır.

 

Hasta ve Diş Hekimi Ortaklığı

Tedavi seansına gelmeden önce uykusuz geceler yaşayan, korkan ve panik atak geçiren hastalar mevcut. Hatta bu nedenle randevusunu ertelemek isteyenlerde oluyor. Hastayı psikolojik olarak anlıyorum ancak diş tedavisinin belki iğnesiz yapılma şansı da var. Hatta iğne yapılacaksa bile, lokal anestezi uygulandığı için diş hekimi ve hasta işbirliği içindedir. Bu işbirliği sayesinde, hasta tam uyutulmadığı için diş hekimine rica edip işlemi durdurabilme olasılığı vardır. Sonuç olarak, çok daha güzel bir tedavi süreci yaşayabilirsiniz.

 

 

Dişin Uyuşmama Problemlerine Çözüm

Bazı hastalarımızda ise farklı bir sorun ortaya çıkıyor: dişin uyuşmama problemi. Bu, özellikle bireyin genetik anatomik farklılıklara veya iltihaplı dişlere sahip hastalarda görülebiliyor.

Bazı hastalarda, genetik olarak diş sinirleri alışılmışın dışında çenede farklı yerlerden geçiyor ve bu durum anestezinin etkisi oluşmaz ve hatta dişler hiç uyuşmaz. İşte burada hastanın diş damar kas ve sinir anatomisi iyi belirlenmeli, alternatif anestezi teknikleri bilgileri kullanılmalı ve diş hekiminin deneyimi bu bilgilerle birleşmeli. Bu sebeple, en inatçı dişlerde bile etkili bir uyuşma sağlanabiliyor.

İltihaplı dişlerde dişin uyuşmama problemi, daha da önemli bir konu. Çünkü iltihaplı dokular, anesteziyi kabul etmezler. Diş iltihabında, iltihap hem iyi yönetilmeli hem de uyuşma problemi çözülmelidir. Bu durumda diş iltihabını önce tedavi etmek ve ardından diş tedavisini yapmak gerekebilir. Bir diğer alternatif ise diş iltihabını kontrol altına alınması esnasında eş zamanlı olarak diş tedavilerinin anestezisi rahatlıkla yapılabilir. Bu aşamada diş hekimi hastaya uygun kararlar vererek güvenli ve konforlu işlemler yapar.

 

Uyuşmada Sistemik Hastalıklar da Önemli

Bir de sistemik hastalıklar var tabii. Yüksek Tansiyon gibi kronik rahatsızlıklar, diş tedavisi sırasında anestezinin etkisini doğrudan olumsuz etkileyebiliyor. Tansiyon yüksek olduğunda, anestezik solüsyonu daha hızlı eriyor ve bu da uyuşmayı zorlaştırabiliyor. Tansiyonu dengede tutmak bu anlamda önemli. Öncelikle yüksek tansiyonu kontrol altına aldıktan sonra diş tedavisine başlanması halinde, hastanın çok daha konforlu bir deneyim yaşadığını belirtebilirim. Bu tarz detaylar küçük gibi görünse de, diş tedavilerinde büyük farklar yaratıyor.

 

 

Panik Atağı Olanlar için Rahatlatıcı Yöntemler

Bazı hastalarımızda panik atak gibi durumlar söz konusu olabiliyor. Panik atağı olan bir hastanın, sadece diş hekiminin yetkinliğine ve deneyiminin yanısıra, aynı zamanda sakinleştirici yöntemlere de ihtiyaç duyduğunu söylemeliyim. Bu gibi durumlarda, düşük dozda endişe giderici ilaçlar kullanarak hastanın kendisini rahat hissetmesini sağlanır. Böylece hasta, diş koltuğunda daha rahat oturuyor ve bizler de başarılı bir şekilde tedaviyi gerçekleştiriyoruz. Lokal anestezi altında yapılan bu işlemler için, hasta hekim arasındaki işbirliği, burada anahtar kelime.

 

Siz Rahatlayın ki Diş Hekiminiz de Rahatsın

Lokal anestezi altında yapılan işlemler esnasında hastanın rahatlığı da stresi de diş hekimine direk geçer. İğne yapılması ve diş tedavisi sırasında, ağrı veya hassasiyet, hastanın yüz ifadesine olumsuz yansır. Bu yansımayla gelen dengesiz bir baş hareketi tedaviyi ya başarısız kılar ya da diş hekimini strese sokar. Bu aşamada hasta ağrısını veya hassasiyetini hekimine bilgilendirdiği anda, diş hekimi sorunu çözer ve ardından diş tedavisine devam eder. Unutmayın ki siz ne kadar rahat olursanız Diş hekiminiz de o kadar rahat ve başarılı bir diş tedavi hizmeti sunar.

 

Dişçi Fobisini Hobi Haline Getirin

Sağlıklı dişler, sadece gülüşünüzü değil, tüm yaşam kalitenizi yükseltir. Diş sağlığınız iyiyse, sindirim sisteminiz daha verimli çalışır, kalp iş yükünüzü azaltır, karaciğer yorgunluğunu azaltır, konuşmanız netleşir ve özgüveniniz artar. Dişçi koltuğunu bir korku yuvası olarak değil, sağlığınıza açılan bir kapı olarak görün. Diş tedavilerinizi sadece diş sağlığı açısından değil, kendinize yaptığınız bir yatırım olarak düşünün.

Bir sonraki randevunuzda, bu koltuğu kendinize özel bir bakım köşesi gibi hayal edin. Şunu düşünün: “Burada her şey benim diş sağlığım ve konforum için yapılıyor.” Diş sağlığınıza yatırım yapın, hayat kalitenizi yükseltin ve yaşam ömrünüzü uzatın. O yüzden diş tedavinizi “Korkulacak bir deneyim” olarak değil, “Kendinize yaptığınız güzel bir iyilik” olarak düşünün.

Kategoriler

Arşivler